Gündelik Bağımlılıklar: Fark Etmeden Bağımlı Olduklarımız
- Mindfulness Institute
- 11 dakika önce
- 3 dakikada okunur
“Bağımlılık” kelimesini duyduğunuzda aklınıza ne geliyor? Muhtemelen uyuşturucu, alkol ya da sigara… Peki ya sosyal medya? Alışveriş? Kaygılı düşünceler? Sürekli telefon kontrol etme ihtiyacı?
Dr. Jud Brewer’a göre bağımlılık, sadece maddeyle sınırlı değil. Aslında gündelik hayatın tam ortasında, hepimizin zihnine sessizce yerleşmiş birçok bağımlılık formu var.

Herkes Bir Şeye Bağımlı Olabilir
Dr. Jud Brewer, bir bağımlılık psikiyatristi. Akademik kariyerinde metamfetamin, kokain, eroin gibi maddelere bağımlı hastalarla çalışmış. Ancak zamanla fark ettiği şey şu olmuş: Bağımlılık dediğimiz olgu sadece kimyasal maddelerle sınırlı değil. Asıl mesele, “olumsuz sonuçlara rağmen bir davranışı sürdürmek.” Yani, sizi tüketse de, mutsuz etse de, kendinizi durduramamanız…
Bu tanıma göre tweet atmaya devam etmek de bir bağımlılık. Hayal kurmak, alışveriş yapmak, oyun oynamak, kontrol etmeden duramadığınız birine özlem duymak, duygusal yeme... Hepsi aynı döngünün parçası olabilir.
Modern Dünya Bağımlılığa Zemin Hazırlıyor
1800'lerde yeni bir ayakkabı almak günler, belki haftalar alırken; bugün iki tıklamayla birkaç saat içinde kapımızda. Bu hız, beynimizin binlerce yıl önce geliştirdiği “ödül odaklı öğrenme sistemi”yle çarpışınca, ortaya durdurulamaz bir istek, bir alışkanlık, bir bağımlılık çıkıyor.
Zihnimiz hâlâ aç kalmamak için tatlıyı görünce saldıran ilkel sistemle çalışıyor. Ama artık aç kalmıyoruz. Yine de “bir tatlı daha, bir video daha, bir gönderi daha…” derken bu mekanizma hâlâ devrede.
Üstelik teknoloji şirketleri bu mekanizmayı çok iyi biliyor. Aralıklı ödüller (örneğin sosyal medya bildirimleri), anında erişim, algoritmalarla kişisel zaaflara hitap etmek… Hepsi beynimizin dopamin bölgesini hedef alarak bizi davranışlarımızı tekrar etmeye yönlendiriyor.
Bağımlılıkların Düşündüğümüzden Farklı Bir Yüzü Var
Dr. Brewer, araştırmaları sırasında insanların “düşünmeye bağımlı” olduğunu fark etmiş. Evet, sürekli düşünmek, kontrol etmeye çalışmak, planlamak, kaygılanmak… Tüm bunlar da birer bağımlılık döngüsüne dönüşebilir. Bu durum sadece davranışsal değil, nörobiyolojik bir gerçeklik.
İrade Tek Başına Yeterli Değil
Yeni yılda verdiğimiz sözlerin neden şubat ayını göremediğini hiç düşündünüz mü? Çünkü irade gücü, beynimizin evrimsel olarak en genç ve en kırılgan kısmında bulunur: prefrontal korteks. Ve ne zaman strese girsek, bu kısım devre dışı kalır. Yani kendimizi en çok kontrol etmeye ihtiyaç duyduğumuz anlarda aslında zihinsel olarak en savunmasız durumdayız.
İrade gücü, alışkanlık döngüsünü kırmak için tek başına yeterli değil. Ters tepebilir, tükenmişliğe sebep olabilir.

Çözüm Nerede?
Temel çözüm: mindfulness.
Mindfulness, yani yargılamadan, şimdiki anı fark ederek gözlemlemek, hem eski beyni (alışkanlık döngülerini yöneten sistem) hem de yeni beyni (mantıklı kararları alan sistem) birlikte aktive edebilen nadir yaklaşımlardan biri. Merak duygusunu uyandırdığınızda, beyniniz bu duyguyu ödül olarak algılar. Bu da değişimi sürdürülebilir kılar.
Örneğin, kendinizi bir alışkanlığın içinde bulduğunuzda suçluluk duymak yerine şunu sorabilirsiniz:
Bu davranışı neden yapıyorum?
Şu an gerçekten ne hissediyorum?
Bu bana gerçekten ne kazandırıyor?
İşte bu sorular, otomatik pilottan çıkmanın ve değişimin başlangıcıdır.
Modern Bilimin Sunduğu Umut
Yapılan araştırmalar mindfulness’ın sigarayı bırakma oranını beş kat artırabildiğini, aşırı yeme ve kaygılı düşüncelerle baş etmede %40’a varan azalma sağladığını gösteriyor. Hatta kaygılı doktorlarla yapılan çalışmalarda bile %50’ye varan bir rahatlama gözlemlenmiş.
Mindfulness, sadece dinginlik değil; aynı zamanda beynin ödül sistemini yeniden yapılandırma gücüdür.
Sonuç: Zihinle Savaşma, Onunla İş Birliği Yap
Hayır, telefonunuzu camdan atmak zorunda değilsiniz. Amazon’u engellemek de gerekmez. Yapmanız gereken şey, zihninizin nasıl çalıştığını öğrenmek, onunla iş birliği yapmak. Merak ve nezaket alışkanlıklarını geliştirerek, sağlıklı bir iç motivasyon inşa etmek.
Unutmayın:
Hepimiz bağımlılığa açık bir beyne sahibiz.
Bu sizin suçunuz değil; bu beyinler hayatta kalmak için evrimleşti.
Modern dünya bağımlılığı kolaylaştıracak şekilde tasarlandı.
Çözüm, yeni beyni eski beyinle birlikte çalıştırmak.
Ve bu mümkün.

Zihninizi tanıyın. Onunla savaşmak yerine, birlikte çalışmayı öğrenin. Çünkü merak, farkındalık ve nezaket—gerçek bir dönüşümün anahtarı olabilir.
Kaynakça
Brewer, J. A. (2024). Bested by the Buddha: Does Ancient Theory Outperform Modern-Day Psychology for Habit Change and Addiction Treatment?. Mindfulness, 15(5), 1038-1043.
Brewer, Judson & Elwafi, Hani & Davis, Jake. (2012). Craving to Quit: Psychological Models and Neurobiological Mechanisms of Mindfulness Training as Treatment for Addictions. Psychology of addictive behaviors : journal of the Society of Psychologists in Addictive Behaviors. 10.1037/a0028490.
Comments